Materyaller: limon suyu,
sirke, deterjan, maden suyu, lahana suyu
KAZANIM VE GÖSTERGELERİ
Bilişsel Kazanımlar
Kazanım 1.
Nesne/durum/olaya dikkatini verir.
Göstergeleri: Dikkat
edilmesi gereken nesne/durum olaya odaklanır. Dikkatini çeken nesne/durum/olaya
yönelik sorular sorar. Dikkatini çeken nesne/durum/olayı ayrıntılarıyla
açıklar.
Kazanım 2. Olaylarla
ilgili tahminde bulunur.
Göstergeleri: Olaylarla
ilgili tahminini söyler. Gerçek durumu inceler. Tahmini ile gerçek durumu
karşılaştırır.
Kazanım 5. Nesne veya
varlıkları gözlemler.
Göstergeleri:
Nesne/varlığın rengini, dokusunu söyler.
Kazanım 20.
Nesne/sembollerle grafik hazırlar.
Göstergeleri: Nesneleri
kullanarak grafik oluşturur. Nesneleri sembollerle göstererek grafik oluşturur.
Grafiği oluşturan nesneleri veya sembolleri sayar. Grafiği inceleyerek
sonuçları açıklar.
Göstergeleri: Sözel yönergeleri yerine getirir.
Dinlediklerini/izlediklerini açıklar. Sözel yönergeleri yerine getirir.
Kazanım 8.
Dinlediklerini/izlediklerini çeşitli yollarla ifade eder.
Göstergeleri: Dinledikleri/izledikleri ile ilgili
sorular sorar. Dinledikleri/izledikleri ile ilgili sorulara cevap verir.
ÖĞRENME SÜRECİ
Öğretmen fen etkinliği için gerekli malzemeleri masaya koyar.
Çocukların lahanaya dikkatlerini çeker. Lahanayı orta boy olacak şekilde
parçalar. Daha sonra bir kabın içine koyarak üzerine sıcak su döker. Lahananın
rengini suya vermesi beklenir. Suyun renginin değiştiği çocuklara gösterilir.
Hangi renk olduğu çocuklara sorulur. Daha sonra her çocuğa pet bardak verilir.
Lahana suyu bardaklara koyulur. Limon suyu, maden suyu, sirke, deterjan, su balonların
içine koyulur ve her çocuğa rastgele verilir. Bunların içinde ne olabilir?
Sizce bunlarla ne yapabiliriz?’ gibi sorular sorulur. Daha sonra 1-2-3 diyerek
aynı anda balondaki sıvıları bardaklarına dökerler. Oluşan renk değişimlerinin
nedenleri sorulur. Senin bardağına dökülen sıvı sence neydi? Arkadaşının ki neden
farklı bir renk oldu? gibi sorular sorulur. Öğretmen kendi önüne bardaklar alır
ve lahana suyun koyar. Limon suyunu bardağa döker. Hangi renk olduğu
gözlemlenir. Kimlerin suyu bu renk olmuş çocuklara sorulur. Diğer sıvılar
içinde aynı şekilde sırasıyla bardaklara dökülür ve kimlerin bu renk bakılır.
Daha sonra tahtaya bir grafik çizilir. Renkler yapıştırılır ve çocuklar
bardağındaki lahana suyu hangi renk olduysa rengi tahtaya yapıştırır. Daha
sonra en çok hangi renk ortaya çıkmış sınıfa sorulur ve karşılaştırmalar
yapılır.
Sınıfa gelen çocuklar karşılanır. Nasılsınız? Bugün kendinizi nasıl hissediyorsunuz? Gibi güne başlamak adına sohbetler edilir.
Daha sonra ‘Hoş geldin’ şarkısı söylenir.
HOŞ GELDİN
Hoş geldin, hoş geldin hoş geldin bize
Hoş geldin, hoş geldin hoş geldin bize
Otur şöyle bakalım çalıp söyleyip oynayalım.
Hoş geldin, hoş geldin hoş geldin ‘Gamze’
Hoş geldin, hoş geldin hoş geldin ‘Elif ’
Oyun Zamanı
Çocuklara oyun zamanında ne yapmak istedikleri sorulur.
Sınıfın ortak kararıyla birkaç öğrenme merkezi açılır.
Kahvaltı, Temizlik
Tuvalet ve temizlik
ihtiyacı için lavabolara gidilir. Sıra ile eller yıkanarak kahvaltıya geçilir.
Etkinlik
Zamanı
‘Tilkinin Orman Gezisi’ isimli
Türkçe-Dil Etkinliği
‘Sonbahar Hazırlığı: Turşu yapımı’ isimli Fen Etkinliği
‘ Zıplamalı Tatlar’ isimli Oyun Etkinliği
‘Sonbahar’ isimli Sanat Etkinliği
‘Sonbaharda Yapraklar’ isimli
Müzik Etkinliği
·Günü Değerlendirme
Zamanı
·Eve Gidiş
İlgili
hazırlıklar tamamlanır ve çocuklarla vedalaşılır.
Genel Değerlendirme:
Etkinlik Adı: ‘Tilkinin Orman Gezisi’ isimli Türkçe-Dil Etkinliği,
‘Sonbahar Hazırlığı:
Turşu yapımı’ isimli Fen Etkinliği,
‘ Zıplamalı Tatlar’
isimli Oyun Etkinliği,
‘Sonbahar’ isimli Sanat
Etkinliği,
‘Sonbaharda Yapraklar’ isimli Müzik
Etkinliği.
Etkinlik Türü: Türkçe-Dil
Etkinliği,
Fen Etkinliği,
Oyun Etkinliği,
Sanat Etkinliği,
Müzik Etkinliği.
Yaş grubu: 5 yaş
Kavramlar :Tatlı-tuzlu-acı-ekşi
Materyaller: Tilki parmak
kuklası, renkli bantlar, yiyecek resimleri, kartona çizilmiş çerçeve ve hayvan
resimleri, turşu yapımı için gerekli malzemeler.
KAZANIM VE GÖSTERGELERİ:
BİLİŞSEL ALAN
Kazanım 1: Nesne/durum/olaya dikkatini verir. Göstergeleri: -Dikkat edilmesi gereken nesne/durum/olaya
odaklanır. -Dikkatini çeken nesne/durum/olaya yönelik
sorular sorar.
Kazanım 5:Nesne veya varlıkları gözlemler.
Göstergeleri:
-Nesne/varlığın
adını,kokusunu, tadını, miktarını ve kullanım amaçlarını söyler.
Kazanım 7:Nesne veya varlıkları özelliklerine göre gruplar.
Göstergeleri:
-Nesne/varlığın
adını,kokusunu, tadını, miktarını ve kullanım amaçlarına göre gruplar.
Kazanım 8:Nesne veya varlıkları özelliklerini karşılaştırır.
Göstergeleri:
-Nesne/varlığın
adını,kokusunu, tadını, miktarını ve kullanım amaçlarını ayırt eder ve
karşılaştırır.
DİL GELİŞİMİ
Kazanım 2: Sesini uygun kullanır. Göstergeleri: -Konuşurken/şarkı söylerken nefesini doğru
kullanır. -Konuşurken/şarkı söylerken sesinin tonunu
ayarlar.
Kazanım 7: Dinledikleri/izlediklerinin anlamını
kavrar. Göstergeleri: -Sözel yönergeleri yerine getirir. -Dinledikleri/izlediklerini açıklar. -Dinledikleri/izledikleri hakkında yorum
yapar.
Kazanım 10: Görsel materyalleri okur. Göstergeleri: -Görsel materyalleri inceler. -Görsel materyalleri açıklar. -Görsel materyallerle ilgili sorular sorar. -Görsel materyallerle ilgili sorulara cevap
verir.
MOTOR
GELİŞİM
Kazanım 2: Denge hareketleri yapar. Göstergeleri: - Atlama, konma ile ilgili denge hareketlerini
yapar.
-Tek ayak üzerinde durur.
-Tek ayak üzerinde sıçrar.
Kazanım 4: Küçük kas kullanımı gerektiren
hareketleri yapar. Göstergeleri:
-Malzemeleri
keser. -Malzemeleri yapıştırır.
ÖĞRENME SÜRECİ
Sınıfa gelen çocuklar karşılanır. Nasılsınız? Bugün kendinizi nasıl hissediyorsunuz? Gibi güne başlamak adına sohbetler
edilir. ‘Hoş geldin’ şarkısı söylenir.
HOŞ GELDİN
Hoş geldin, hoş geldin hoş geldin bize
Hoş geldin, hoş geldin hoş geldin bize
Otur şöyle bakalım çalıp söyleyip oynayalım.
Hoş geldin, hoş geldin hoş geldin ‘Gamze’
Hoş geldin, hoş geldin hoş geldin ‘Elif ’
Daha sonra çocuklar halının üzerine öğretmeni
görecek şekilde istedikleri yere otururlar ve ‘Tilkinin Orman Gezisi’
isimli türkçe-dil etkinliğine geçilir. Öğrencilere hikâyenin başlığı söylenir
ve ‘Bu hikâyede neler anlatılıyor olabilir?
Sizce tilkinin başına neler gelmiştir? ‘ gibi hikâyeye dikkat çekmek
için sorular sorulur. Hikâyemize başlanır.
Tilkinin
Orman Gezisi
Tilki çok güzel bir sonbahar sabahına uyanmış. Ellerini,
yüzünü yıkamış, kahvaltısı yapıp karnını bir güzel doyurmuş. Pencereden dışarı
bakmış ve ‘böyle güzel bir günü asla kaçırmamalıyım' diye düşünmüş. Hemen dışarı
çıkıp ormanda gezmek için yola koyulmuş. Ormanda yürürken etrafına bakınıp bu
güzel havanın tadını doyasıya çıkartıyormuş. Etrafta rengârenk çiçekler,
büsbüyük ağaçlar, minicik böcekler görmüş. Sonra birden hava kararmış. Tilki ne
olduğunu anlayamadan rüzgâr esmeye başlamış. (Çocuklarla beraber eller
birbirine sürtülerek rüzgâr sesi çıkartılır.) Yapraklar hışır hışır hışırdamış.
Ve ince ince pıt pıt yağmur çiselemeye başlamış. ( İşaret parmakları birbirine
vurarak ses çıkartılır.) Sonra yağmur hızlanmış. ( Üç parmak birbirine
vurulur.) Yağmur hızlanmış. (Dört parmak birbirine vurulur.) Şapır şapır
yağmaya başlamış. Hava o kadar soğumuş o kadar soğumuş ki yağmur damlaları buz
tanelerine dönüşmüş patır patır dolu yağmış.( Eller ile göğüse vurulur.)Sonra tekrar yağmura dönüşmüş. (Dört parmak birbirine vurulur.) Yağmur yavaşlamış. ( Üç
parmak birbirine vurulur.) Yavaşlamış. ( İşaret parmakları birbirine vurarak
ses çıkartılır.) Ve yağmur dinmiş. Tilki yağmurdan sırılsıklam olmuş. O kadar
çok ıslanmış ki gezisini yarıda bırakmış ve şaşkın bakışlar içinde evine geri
dönmek zorunda kalmış.
Hikayemiz bittikten sonra çocuklara tilkinin neden şaşkın
olduğu sorulabilir. ‘Tilkinin yerinde siz olsaydınız ne yapardınız? Başınıza
hiç böyle bir şey geldi mi? Başka bir mevsim olsaydı tilki istediği gibi
ormanda gezebilir miydi? ’ gibi sorular sorulabilir. Hikayemiz bittikten sonra
sınıfımıza getirmiş olduğumuz limon, bal, elma, tuz, sirke, salatalık, biber,
tuzlu peynir, gibi tatlı,tuzlu,acı(biber acı olmayacak temsili olarak), ekşi
yiyecekler getirilir. Küçük gruplara ayırdığımız öğrencilerin masalarına
yiyecekler koyulur ve isteyen çocukların bunları tada bilecekleri söylenir.
Çocuklar tattıktan sonra diğer masalardaki yiyeceklerle değiştirilir ve yine
tatmaları istenir. Daha sonra neler hissettikleri ve tatlarının nasıl oldukları
sorulur. Kısa sohbetimizden sonra çocuklara yiyeceklerde yakın tatların olup
olmadığı sorulur. Bu yiyecekleri tatlarına göre nasıl gruplayabilecekleri
hakkında düşünmeleri sağlanır. Gruplama yapıldıktan sonra ‘Sonbahar Hazırlığı:
Turşu yapımı’ isimli fen etkinliğimize geçilir. Çocuklara sonbahara
hazırlanırken ailenin yaptıkları şeyler var mı varsa neler yapıyorlar sorulur.
Gerektiği yerde öğretmen örnekler verebilir. ( Biber kurutulur, turşu yapılır
vs.) ‘Turşunun tadının nasıl olduğu, turşunun yapım aşamalarını daha önce gören
var mı?’ gibi sorular sorularak sohbet edilir. Öğretmen ‘ Turşu yapmak
istiyordum fakat yardıma ihtiyacım var bana yardımcı olabilir misiniz?’ diyerek
fen etkinliğine giriş yapar. Öğrencileri iki ve ya üç gruba ayırır ve
hazırlamış olduğu malzeme listesini küçük gruplara dağıtır. Listenin üzerinde
turşunun yapım aşamaları resim ile gösterilmiş ve altında nasıl yapıldığını
anlatan yazılar olmalıdır. Öğretmen grupların yanına giderek öğrencilere eşlik
eder ve turşumuz yapılır. ‘Turşunun yenecek kıvama gelmesi için ne yapılabilir?
Ne kadar süre geçmesi gerekir?’ gibi turşu hakkında konuşulabilir. Fen
etkinliğimiz bittikten sonra çocuklarla beraber bahçeye çıkılır. Yere renkli
bantlarla büyük bir kare yapılır ve bu kare dört eşit parçaya bölünür. Her bir bölüme
sırayla tatlı,ekşi,acı,tuzlu yiyeceklerin resimleri koyulur ve tatlı-ekşi
bölümlerine çift ayak resmi; acı-tuzlu bölüme tek ayak resmi koyulur. Öğretmen
acı dediği an da öğrenciler acı bölümüne ve tek ayak üzerinde zıplayarak
geçmeleri gerekir. Öğretmen tatlı dediği zaman tatlı bölümüne ve çift ayak
zıplamaları gerekir. Alanın dışında kalan öğrenciler oyundan çıkar. Oyun içinde
kimse dışarıda kalmayacak şekilde öğrenci sayısı azalınca başarılı olan
öğrenciler alkışlanır. Oyunumuz bittikten sonra çocuklarla bahçeden yapraklar
(kurumuş, sararmış, hala yeşil olan yaprak çeşitleri), kozalak vs. toplanır ve
sınıfa geçilir. Önceden hazırlanmış çerçeveler ve tilki,sincap,kirpi çizili
kartonlar çocuklara dağıtılır istedikleri hayvanı seçip çerçeve ve hayvan
resimlerini keserler. Topladığımız yapraklar, kozalaklarla süslerler.
Çocukların getirmiş olduğu resimlerde çerçevemize yapıştırılır. Daha sonra
‘Sonbaharda Yapraklar’ isimli müzik etkinliğimize geçilir.
Sonbaharda Yapraklar
Sonbaharda yapraklar
Sarı, kırmızı, turuncu
Kahverengi oluyor, kahverengi oluyor.
Rüzgar esiyor, huuu huuuu
Sarı yaprak döne döne döne döne düşüyor.
Yağmur yağıyor, pat pat (Ellerle bacağa vurulur.)
Kırmızı yaprak döne döne döne döne düşüyor.
Rüzgar esiyor, huuu huuuu
Turuncu yaprak döne döne döne döne düşüyor.
Yağmur yağıyor, pat pat (Ellerle bacağa vurulur.)
Kahverengi yaprak döne döne döne döne düşüyor.
AİLE KATILIMI
Ailelere hafta
sonu için çocuklarıyla etrafı gözlemlemek amacıyla yürüşe çıkmaları veya
yapılan sonbahar hazırlıklarına (biber kurutma, konserve yapımlar vs.)
çocuklarını da dâhil edip onlarla beraber yapabilecekleri hakkında bir mektup
yazılabilir.
MALZEMELER: Güneş maketi,
pencere maketi, yapraklar, yumurta kabuğu maketi, tohum maketi, bitki kökleri,
çiçek taçları.
AMAÇLAR: Bitki köklerinin
büyüme kuvvetini göstermek.
DRAMA ETKİNLİĞİNİN TANIMLANMASI:
GÜNEŞ: Bir gün Ayşe Teyze
pazardan evine dönmüştü. Ve pazardan aldığı tohumları saksıya dikmek için saksı
aradı. Fakat evde hiç boş saksı bulamadı. Ayşe teyze kendi kendine
konuşmaya başladı.
AYŞE TEYZE: Bu
tohumları nereye dikeceğim şimdi hiç boş saksı kalmamış. ( sonra aklına bir
fikir gelmiş.) Aaa buldum sabah ki kırdığım yumurtaların kabuklarını saksı
olarak kullanabilirim.
GÜNEŞ: Ayşe teyze bu
fikri uygulamak için işe koyuldu. Yumurta kabuklarını getirdi. İçlerine tohum
koyup üstlerine toprak attı. Sonrada sulayıp pencere kenarına koydu. Günler
geçiyordu bende yumurta kabuklarını ışınlarımla ısıtıyordum. Aradan bir hafta
geçince tohumlar artık filizlenmişti. Ayşe teyze bunu görünce çok sevindi ve
onları sulayıp pencerenin kenarına geri koydu. Filizlenen tohumlar kendi
aralarında konuşmaya başladılar. Hadi onlara kulak verelim.
FİLİZLENEN TOHUMLAR: Biz
minicik tohumduk şimdi büyüyüp yeşerdik insanlar bu halimize filiz diyorlar.
(Çocuklar bu şekilde konuşmaya teşvik edilir. Kendi aralarında konuşmaları
sağlanır.)
GÜNEŞ: İkinci haftanın
sonunda Ayşe Teyze tekrardan filizleri kontrol etti ve filizlerin biraz daha
büyüdüğünü gördü. Ayşe teyze filizleri düzenli bir şekilde suluyordu. 3. Hafta
baktığındaysa filizler daha da büyümüştü gitgide büyüyorlardı. Filizler kendi
aralarında konuşmaya başladılar.
FİLİZLENEN TOHUMLAR: Artık çok büyüdük çok sıkıştım bu yumurtanın içene zor sığıyorum.
(Çocuklar bu şekilde konuşmaya teşvik edilir. Kendi aralarında konuşmaları
sağlanır.)
GÜNEŞ: Sonra haftalar
geçti ve filizler iyice büyüyüp çiçek açtılar. Yetişkin bir çiçek haline
geldiler bu yüzden kökleri yumurta kabuğuna sığmadı. Kökler kabuğu çatlatıp
dışarı çıktılar. Ayşe Teyze çiçek açıp köklerin dışarı çıktığını gördü.
AYŞE TEYZE: Canım çiçeklerim
nasılda büyüdünüz köklerinizde güçlenip dışarı çıkmış. Artık sizin için yeni
büyük saksılar almanın vakti geldi.
GÜNEŞ: Ayşe Teyzeyi
duyan filizler çok sevindiler artık büyük saksıları olacak o yumurta kabuğunun
içine sıkışıp kalmayacaklardı.
DRAMA SONRASI TARTIŞMA SORULARI:
Tanımsal Düzey: Drama da
neler yaptık, kimler vardı?
Duygusal Düzey: 1) Yumurtanın içinde tohum olsaydın ne hissederdin?
2) Yumurtadan köklerini çıkaran filizler ne hissetmiş olabilir?
3) Tohumlar yumurtada değil de saksıda olsalardı ne hissederlerdi? 4) Ayşe teyze yumurtadan çıkan kökleri görünce ne hissetmiş olabilir?
Bilişsel Düzey: 1)Bitkiyi başka
nerelerde yetiştirebiliriz?
2)Bitki kökleri ne işe yarar?
3)Bitkinin büyümesi için nelere ihtiyacı vardır?
4)Ayşe teyze tohumları neden yumurta kabuğunun içine ekti?
Yaşantısal Düzey: 1)
Daha önce buna benzer bir deney yapmış mıydınız?
2) Daha önce bitki yetiştirdiniz mi? Bitkinin adı neydi?
3)Hiç taşın içinde çıkan çiçek gördünüz mü?
4)Hiç çiçekçiye gittiniz mi? Nasıl çiçekler vardı? Renklerini söyleyebilir
misiniz?
Geliştirme Düzeyi: 1)Yumurta kabuklarının içindeki tohumların arasında
nasıl diyalog geçmiştir?
2) Bitki kökünün toprağı daha kuvvetli tutması için bir
makine yapılsa nasıl yapılırdı?
3)Bitkinin kökleri aşağıya doğru değil de yukarıya doğru büyüseydi nasıl
olurdu?
4)Üç farklı bitki bir köke sahip olsaydı aralarında nasıl bir diyalog geçerdi?
DESTEKLEYİCİ ETKİNLİKLER: 1) Deney boyunca çocuklar her gün yumurta kabuğunu
gözlemleyerek tohumdaki değişimleri resmederler. Resimler panoya asılır.
2) Köklerin büyüme kuvvetiyle ilgili video izlenir. Link:
3) Doğa yürüyüşü yapılıp taşta v.s. çıkan bitkiler var mı gözlemlenir.
AİLE KATILIMI: 1) Cam su bardağının içine tohum bardağın kenarına yaslanacak
şekilde koyulur ve etrafı toprakla kaplanır. Tohum güneş gören yere konur ve
her gün düzenli şekilde sulanır. Gün geçtikçe tohumdaki değişimler
gözlemlenir.
On yıldan fazladır sürdürdüğüm öğretmenlik kariyerim
boyunca gurur duyduğum pek çok şey yaptım. Çok ama çok fazla ödev verme
konusundaki şöhretim bunlardan biri değil maalesef.
Öğretmenlik yıllarım boyunca beşinci ve altıncı
sınıflara ders verdim. Bazen günde iki saatten fazla sürecek ödevler verdim.
Çocuklar bundan çok şikayet etseler de ebeveynler çok nadir şikayet ederdi. En
azından bunu yüzüme karşı yapmazlardı. Ebeveynlerin de benim gibi düşündüğünü
tahmin ediyorum. Yani ödevin yeni becerilerin pratiğini yapmak için en iyi yol
olduğunu, sorumluluk sahibi olmayı öğrettiğini, güçlü bir çalışma ahlakı
kazandırdığını ve yeni öğrenilenler üzerine düşünmek için bir fırsat olduğunu.
Ama öğrencilerimin velileri de ben de her şeyden
önce çocukların geri kalacağından korkuyorduk. Yan sınıftaki sınıf
arkadaşlarından, başka okullardaki çocuklardan ya da hatta başka ülkelerdeki
çocuklardan geri kalacaklarından endişeliydik. Ödevin, bunun olmasını engelleyecek
yollardan biri olduğunu düşünüyordum.
Bu konuda tamamen yanılmadığımı görüyorum ve hala
çoğunun doğru olduğuna inanıyorum. Ama sadece ortaokul ve lise öğrencileri için
doğru olduğuna. Üstelik saatler süren ödevlere de inanmıyorum artık. Ödevin
ilkokul öğrencileri ve kesinlikle anaokulu öğrencileri için olmadığına
inanıyorum.
Eğitim politikalarıyla ilgili bir doktora programına
başladığımda, ödevin küçük çocuklar için iyi bir şey olmadığını iddia eden
araştırmalar hakkında bilgi sahibi oldum. Ödev, ilkokul öğrencilerinin sadece
akademik performansını düşürmekle kalmıyor, aynı zamanda çocukların okula karşı
tutumlarına ve fiziksel sağlıklarına da zarar veriyordu. Bu konudaki öncü
araştırmacılardan biri olan Harris Cooper, mevcut araştırmalar üzerine yaptığı bir
derlemede, herhangi miktarda ödevin ilkokul öğrencilerinin akademik
performansını geliştirdiğine dair hiçbir bilimsel kanıt olmadığını ortaya
çıkardı.
Kendim de çocuk sahibi olduğumda, çocukların
anaokulu ya da ilkokulda geçirdikleri bir tam günün ardından ne kadar yorgun ve
bitkin olduklarını gördüm. Genellikle yetişkin tarafından yönetilen
faaliyetlerle meşgul olarak ve çoğunlukla oturarak geçirdikleri saatlerin
ardından eve geldiklerinde çocukların zihinleri ve bedenleri başka şeyler
yaşamaya ihtiyaç duyuyordu, daha fazla akademik öğrenmeye değil.
Ödev küçük çocuklar için hiçbir fayda taşımamakla
kalmıyor aynı zamanda zararlı bile olabiliyordu. Ayrıca ödev diğer eğlenceli,
gelişimsel olarak uygun ve değerli faaliyetlerden çocukları mahrum bırakıyordu.
Oysa bu faaliyetler çocukların sağlıklı ve mutlu birer yetişkin olarak
büyümelerinin anahtarıydı.
Peki çocuklar okul bitiminden uyku saatine kadar
olan boş zamanda ve tatillerde ödev yerine neler yapabilir?
1.
İp atlamak.
Küçük çocukların zihinlerinin gelişiminin önemli bir
parçası, serbest ve özyönetimli oyun sayesinde gerçekleşiyor. Pek çok çocuk
gelişimi uzmanına göre oyun artık hiç olmadığı kadar önemli bir hale geldi,
çünkü teneffüsler hiç olmadığı kadar kısa ya da tamamen kaldırılmış durumda ve
çocukların hayatları hiç olmadığı kadar dolu.
Oyunun Gücü kitabının yazarı David Elkind şöyle
diyor: “Çocuklar oyun aracılığıyla yeni öğrenme deneyimleri yaratır ve bu kendi
yarattıkları deneyimler, başka hiçbir yolla kazanamayacakları sosyal, duygusal
ve entelektüel beceriler kazanmalarını sağlar.”
Almanya’da sayısı gittikçe artmakta olan bir anaokulu modeli, bir çocuğun alabileceği en güzel okul öncesi eğitimi sunuyor. Öğretmenin yorumu : 'Bu model, ormanın içinde. Herhangi bir kapalı alana girmeden eğitim vermek üzer'
-Video 2 Japonya'da Çember Olarak Tasarlanan Bir Anaokulu
-Video 3-
Ahmet Naç- Sınıf Öğretmeni
Bir Öğretmen değişince her şeyin değişebileceğinin güzel örneklerinden biri: Öğretmen Ahmet NAÇ